Son Yayınlar

6/recent/ticker-posts

Dijital Dünya'ya Ayak Uyduramayan Yok Olacak

Dijital Dünya'ya Ayak Uyduramayan Yok Olacak
Dijital Dünya

Dijital dünyanın ve internetin önem kazandığı çağımızda tüketicilerin ihtiyaçlarının, taleplerinin ve beklentilerinin değiştiği, dolayısıyla markaların artık ‘ne yaparsam satarım’ kafasından sıyrılmasının zorunlu olduğu bir dönemdeyiz. Artık yüzlerce marka arasında tercih edilen olabilmek için diğer markalardan çeşitli yollarla farklılaşmak durumundasınız. Çünkü müşteriler artık daha bilinçli ve talepkâr. Durum böyle olunca şirketlerin iş yapış biçimleri değişiyor ve dijital dönüşüm kaçınılmaz hale geliyor. Dünya’nın geneline baktığımızda dijital dönüşüm son birkaç yıldır tüm sektörlerde fırtınalar estirirken ve buna ayak uyduramayan şirketlerin yerinde yeller esiyor. Türkiye’de de durum aynı ve teknoloji bizim şirketlerimizde de dijital dönüşümü zorunlu kıldı. Türkiye’nin önde gelen şirketleri bu konuda önemli adımlar atsa da ne yazık ki bu dönüşüm ülkemizde henüz olması gereken seviyede değil ve daha gidecek çok yolumuz var. Günlük yaşamımızdan iş yapış şekillerimize kadar birçok alanda dijitalleşmenin hayatımızı nasıl kolaylaştırdığını görüyoruz. Hızla dijitalleşen dünyamızda veriye nerede olursak olalım gerçek zamanlı ve güvenli olarak erişebilmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Ülkelerin de sürdürülebilir ekonomi için artık dijitalleşmeden bağımsız hareket etmesi mümkün değil. Dolayısıyla şirketler için dijitalleşebilme kabiliyeti artık çok daha hayati. Gelecekte 5G ve ötesi teknolojilerin hayatımıza girmesiyle, uygulama ekonomisinden makineler arası iletişime, bulut bilişimden kodlamaya pek çok alandaki ilerlemelerle farklılaşmak ve rekabette öne çıkmak daha da önem kazanacak. Tüm bu teknolojik gelişmelere bireysel olarak adapte olabilmek her ne kadar daha kolay olsa da şirketlerin uyum sağlaması için daha uzun bir süreç gerekiyor. Bu süreç ne kadar uzun ve zorlu olsa da dönüşebilen şirketler teknoloji sayesinde zaman tasarrufu yapabiliyor ve çalışmalardan elde edilen verim daha fazla oluyor. Artık hemen her işlem dijital ortama taşındı. Bu sayede eskiden uzun zamanda büyük uğraşlarla yapılan işlemler artık hızlı ve kolay bir biçimde gerçekleştirilebiliyor. Teknolojinin iş dünyasına olan bu etkisi çalışanların iş yükünü de ciddi düzeyde hafifletiyor. Zamanın verimli kullanılması aynı zamanda yoğun rekabet koşullarının yaşandığı iş dünyasında rakiplerin bir adım ötesine geçmek için büyük avantaj sağlıyor. Dönüşemeyen yok olacak Geçtiğimiz ay düzenlenen Mobil Dünya Kongresi’nde yayınlanan Mobil Ekonomi 2018 raporuna göre, 4G ve 5GB iletişim ağının yüzde 29’unu oluşturan 4G’nin 2025 yılında yüzde 53’ünü oluşturması bekleniyor. İlk ticari ağlarının bu yıl kurulması beklenen 5G’nin ise 2025 yılına gelindiğinde küresel mobil iletişiminin yüzde 14’ünü sağlayacağı öngörülüyor. Analistler, nesnelerin interneti akımının akıllı evler, akıllı binalar ve akıllı şirketler için geliştirilecek çözümlerle yaygınlaşmaya devam edeceği görüşünde. GSMA uzmanlarına göre, internete bağlı nesnelerin sayısı 2017 ile 2025 yılları arasında üç kat artarak 25 milyara ulaşacak. Küresel mobil abonelerin sayısı geçtiğimiz yıl 5 milyarı aştı ve uzmanlar 2025 yılında bu sayının 5,9 milyara (Dünya nüfusunun yüzde 71’i) ulaşacağını tahmin ediyor. O yılda telefonlarını kullanarak internete bağlanacakların sayısının ise 5 milyar olması bekleniyor. 2017 yılında mobil internete bağlı abonelerin sayısı 3,3 milyar olarak ölçülmüştü. Bu rakamlar da gösteriyor ki; gelecek, tüm sektörler için geçerli olacak bir biçimde, farkını dijitalleşme ile ortaya koyabilen, iş yapış biçimlerini hızla dönüştürebilen, uzmanlık alanlarını ve bakış açılarını hızla bu değişime entegre edebilenlerin olacak. Arayı kapatmak için 2 kat hıza ihtiyacımız var TÜBİSAD’ın 2016 rakamlarına göre 94,3 milyar TL olarak hesaplanan Türkiye Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) sektör hacminin, 2023 yılında 160 milyar dolara ulaşmasının hedeflendiğini belirtildi. TÜBİSAD Başkanı Kübra Erman Karaca, 2016 yılı büyüme hızının yüzde 14,4, son 5 yıllık büyüme ortalamasının ise yüzde 15 olduğunu ve diğer tüm faktörleri dışarıda bıraktığımızda 2023 hedefine ulaşmak için 2016’da kaydedilen büyümenin yaklaşık 2 katı hızda bir yıllık ortalama büyüme hızını yakalamamamız gerektiğini vurguladı.