Birçok kişi beni Zumba eğitmeni kimliğim ile tanısa da 13 yaşında spora başladığım branş atletizm. Yıllarca farklı spor kulüplerinde lisanslı olarak yarıştım. Bu yaklaşık 8 yıl sürdü ve hemen arkasından bisiklete binmeye başladım. Milli sporcu olma hakkımı bu branşta kazandım ama bisiklete bindiğim dönemlerde dahi kondisyon olarak açık havada koşu yapmayı tercih ettim. Koşmak size fiziksel olarak neler getirir rahatlıkla söyleyebilirim; Özellikle son 10 yılda obezite oranı ülkemizde ciddi şekilde arttı. Koşu kilo vermeniz için çok iyi bir tercihtir. ● Nabzı düzenler, kalp sağlığınız için ● Diyabet riskinizi azaltır ● Kolesterol seviyesini düzenler ● Kemiklerinizi güçlendirir ● Kondisyonunuz çok hızlı şekilde gelişir ● Koşan insanların IQ’larının daha yüksek olduğu ve beyinlerini daha efektif kullandıkları söyleniyor. Fakat benim asıl bahsetmek istediğim koşunun psikolojik faydaları. Bizler muhteşem vücutlarla yaratıldık ama teknolojinin hızlı gelişimi ile gittikçe hareketsizleştik. Hareket etmek için yaratılmış bedenlerin durması bize hastalıklar, eklem ağrıları ve depresyon olarak geri döndü. Geçtiğimiz yıllarda dünya sağlık örgütü obeziteyi en riskli hastalık olarak görürken yaptığı bir açıklama ile depresyonun obezitenin yerini aldığını açıkladı. Koşunun 20-25’inci dakikalarından sonra beynin endorfin yani mutluluk hormonu salgıladığı bilimsel olarak da kanıtlandı. Bonn üniversitesinde yapılan bir araştırmada koşu öncesi ve sonrasında kişilerin beyin grafikleri incelendi. Sonrasında mutluluk hormonunun ciddi şekilde salgılandığı ve bunun yaklaşık 24 saat sürdüğü görüldü. Yani koşmak, hareket etmek sizin mutlu olmanızı sağlıyor. Özellikle açık havada yaptığınız koşu, algınızı değiştirdiği ve odaklanmanıza yardımcı olduğu için zihninizi rahatlatmakta çok daha etkilidir. Canınız bir şeye sıkıldığında, üzüldüğünüzde bedeniniz seratonin, endorfin eksikliği yaşamaya başlar. O zaman zihniniz evde otur, abur cubur ye, kimseyi görmek istemiyorum bugün der. Burada tercih sizin; sıkıntıların içinde boğulabilir ya da mutsuzluğu reddedip spor ayakkabılarınızı ayağınıza geçirip kendi meditasyonunuzu yapabilirsiniz. Yapacağınız 30 dakikalık bir koşudan sonra salgılanan hormonlar sebebi ile bakış açınız çok daha pozitif olacak, kendinizi fiziksel ve ruhsal anlamda çok daha iyi hissedeceksiniz. Depresyon riskinizi azaltmış olacaksınız. Bununla birlikle yapılan araştırmalar düzenli koşunun yaygın olan kanser gibi ciddi bir hastalığın riskini yarı yarıya azalttığını gösteriyor. Başka ne mi var? Koşan insanların çok daha kolay sosyalleştiği de söylenebilir. Özellikle son dönemlerde spor markalarının koşu takımları bence koşuya başlamak, sürekliliği sağlamak ve sosyalleşmek için oldukça etkili bir tercih olabilir. Kendinizle baş başa kalmak, bazen düşünmek bazen düşüncelerden uzaklaşıp limitlerini görebilmek için koşmak harika bir tercihtir. Bunun için para ödemenize gerek yok. İhtiyacınız olan tek şey spor ayakkabılarınız, sokaklar ve en önemlisi isteğinizdir. Bedenen olduğu kadar ruhsal iyilik hali için hareket etme şansını hiç bir zaman kaçırmayın. Kendinizi kimse ile kıyaslamadan yaparsanız zevk alma olasılığınız gittikçe artar. Eğer profesyonel bir sporcu değilseniz Kıyasladığınız, yarıştığınız tek kişi sizin dünkü haliniz olmalıdır. Ben koşamam, başaramam derseniz evet başaramazsınız ama isterseniz başarabileceğinizi hem siz hem ben çok iyi biliyoruz. Siz koşmaya başladığınızda her adımınız ile sıkıntılarınızı, korkularınızı, negatif enerjinizi bırakırsınız yollara… Ruhunuz adım adım uçmaya başlar, zihniniz bedeninizle birlikte rahatlar ve hem fiziksel hem ruhsal anlamda güçlenirsiniz. İşte bu güç ve bu arınma inanın her şeye değer…
Social Plugin